Futbol Kulüpleri #1 FC Porto

-bu ufak tefek sırp sol açık, sonrasında benfica'ya gitse de hala taraftarın en çok sevdiği oyunculardan biri. sebebiyse jardel başta olmak üzere takım arkadaşlarına yaptığı asistler-

mevzu yeni değil aslında. futbol manyakları desem ve kendimi de dahil etsem bu gruba, sonra da kimsenin alınmamasını istesem öncelikle. evet futbol manyağı olan bir grup insan var, bunun nasıl oluştuğuyla, ortaya nasıl sonuçlar çıkardığıyla ilgili yorum yapmayacağım bu yazıda. sadece şunu söyleyeyim ki galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş veya başka bir türk takımını takip etmekle yetinmeyen bir kitleden bahsediyorum. yani, futbolla ilgisi galatasaray-fenerbahçe derbisini tuttuğu takım kazanınca okulda veya işte arkadaşlarını kızdırmakla sınırlı kalan kitle değil.

bazılarına garip gelse de pek çok ligde sempati duyduğu takım olan insanlar genelde bunlar. bazısı olmaz öyle şey diyerek sadece kendi ülkesindeki takıma gönül verdiğini iddia eder. açıkçası benim için de bu yazı dizisinde dile getireceğim takımların hiçbiri galatasaray ile kıyaslanamaz ama pek çoğuna küçüklükten olmak üzere bir sempatimiz de var. kısacası onların galibiyeti ayrı bir sevinç yaratıyor bünyede.

bir de şunu ekleyeyim, futbolda takım seçerken -genelde de yurtdışından bir takımı, yaş ilerlemiş olduğu için- dünya görüşüyle kulübün temsil ettiği kültürün uyuşmasını esas alanlar da var, ben onlardan değilim, onların düşünce tarzına da saygım var ancak bir kulüple ilgili duyduğum bir hikaye neticesinde o kulübe sempati duymaktan çok futbolları sadece futbolları bana güzel geldiği için sempati duymayı seçtim. yoksa dünya üzerinde dünya görüşüme uygun bir takım bulmam zaten olanaklı olmazdı.

-mario jardel'in porto'da geçirdiği 4 yılı özetleyecek tek şey herhalde gol olup yağmak olurdu-

listenin ilk sırasında portekiz'den fc porto var. 2 kez şampiyonlar ligini (1986/87'de şampiyon kulüpler kupası adı altındayken), 1 kez süper kupayı, 2 kez kıtalararası kupayı, 1 kez uefa kupası'nı alan, ayrıca 2 kez süper kupa'da 1 kez de kupa galipleri kupası'nda final oynayan bir takım fc porto. 23 kez portekiz ligini, 17 kez portekiz kupasını ve 15 kez de portekiz süper kupasını almışlar. 1977'den beri sadece 1981/82 ve 2001/02'de yani 2 kez ligi ilk ikinin dışında bitirmişler. benfica ve sporting'in de olduğu bir ligde "ayıp" bir başarı. benim bu takıma sevdalanmamsa hatırladığım ilk şampiyon kulüpler kupası şampiyonu olmaları. çocukken adını yalan-yanlış da olsa duyduğum ilk yabancı takımlar real madrid ile bayern munich idi ve bunlardan bayern'i 1986/87 finalinde 2-1 ile geçip kupayı aldıklarında dikkatimi fazlasıyla çekmişlerdi. özellikle rabah madjer'in skoru eşitleyen jeneriklik golü için bile portolu olunurdu o yaşlarda.

sonrasında 90ların ortaları yatılı okulda geçen yıllardı ve çok fazla bilgiye ulaşmak mümkün değildi futbolla ilgili. o zamanlar fast break ve basket gibi dergiler sayesinde basketbol daha rahat bilgi aldığım bir spordu, özellikle de nba. ancak 1997'de üniversite başlayınca, internet ve bilgisayar oyunlar da sağolsun kim nerde oynuyor, hangi takım neler yapıyor biraz daha takip edebilmeye başladık. işte o dönemde de yine ligi domine eden ve şampiyonlar liginin gediklisi olan fc porto karşımıza çıkıverdi. ljubinko drulovic soldan ortaladı, mario jardel zıplamadan kafayı vurdu, biz sevindik.

-tank lakabının en çok yakıştığı stoperlerden jorge costa, sahaya adımını her atışında elinden gelenin en iyisini yapan tam bir bayrak adamdı-

brezilyalı genç yıldız adaylarının yıldız olabilmek için avrupa'daki ya ilk durağı oluyordu porto ya da en sağlam durağı. brezilya milli takımının roberto carlos öncesindeki efsane sol beki branco 24'ünde gelmişti takıma, 90larda doriva'nın en iyi günleri burda geçti, emerson genç yaşta önce belenenses'de alıştı portekiz'e, ardından porto üzerinden middlesbrough'a geçti. ama en görkemlisi gremio'da gol olup yağan genç brezilyalı jardel oldu. 23 yaşında geldiği takımda 4 sezonda, sadece ligde 130 golü ağlara gönderdi süper mario. yine deco da kariyerinin zirvesine porto'da ulaşıp barcelona yolunu tutmuştu hatırlarsanız. santos'un genç yıldızı diego ribas'ınsa avrupa'da porto'yu seçmesine -henüz 19'undayken- çokları şaşırdı, biz şaşırmadık. o da diğerleri gibi 2 sezon portekiz'de oynayıp büyük bir lige, bundesliga'ya gitti. son olarak 17 yaşaltı turnuvasının yıldızı olduğu 2005 yılında bugünün manchester unitedlısı anderson'u kapan yine porto oluyordu.

altyapıdan oyuncu çıkarmak nasıl bir sistem işiyse, oyuncu işlemek de ayrı bir sistem gerektiriyor futbolda. henüz gelişiminin hızlı olduğu çağlarda aldığınız oyuncuyu, daha da iyi hale getirmek çok önemli ve bizim kulüplerimizin yapması gereken şey de bu: oyuncuyu potansiyeline kavuşturmak. bu bakımdan dünyada porto'dan iyi örnek de çok zor bulunur demek istiyorum.

-ve herşey ahmed hassan'a benzeyen bu cezayirli ile başladı. rabah madjer'in şık topuk golü avrupa arenasında yaşanacak istikrarın müjdecisiydi-

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails