Tarihten Notlar: Daum'un Büyük Dalgınlığı

bu sezon yolları türkiye'de kesişen iki teknik adam frank rijkaard ve christoph daum'un ikisi için de 1992 yılı şampiyonluk anlamına geliyordu. ac milan'ın efsane olduğu zamanlara denk gelen bu sezonda rijkaard serie a'yı kazanan kadronun en etkili isimlerindendi. o yıllarda aktif futbol hayatını sürdüren rijkaard'ın yanı sıra teknik adamlık kariyerinin başlarında bir doğu alman genci henüz türkiye seferlerine başlamadan önce stuttgart ile bundesliga'nın zirvesine çıkıyordu. bu ikilinin kaderi aslında 2009/10 sezonundan çok önce yani 1992/93 sezonunda şampiyonlar liginde kesişebilirdi. o sezon şampiyon kulüpler kupası ismi değişmiş ve kupa formatı şimdikine benzer haline getirilmişti. 36 ülke şampiyonundan 8 tanesi ön eleme turu oynadıktan sonra kalan 32 takım iki elemeli tur daha yapacak ve ortaya 4'er takımdan oluşan iki grup çıkacaktı.

o zamanlar seribaşı sistemi, ülke puanları vs. olmadığı ya da en azından şimdiki gibi olmadığı için daha ilk turda çok zorlu eşleşmeler olması mümkündü. ülkemizi temsil eden beşiktaş'ın isveç şampiyonu ifk göteborg'a (2-0) ve (1-2)'lik sonuçlarla boyun eğdiği ilk turdaki en sağlam eşleşme şüphesiz premier league öncesinin son şampiyonu leeds united ile daum'un çalıştrdığı stuttgart arasındaydı. ilk maçı 3-0 gibi rahat bir skorla geçen ve uzun cezanın ardından yeni yeni toparlanmaya çalışan ingiliz takımlarına büyük bir darbe indirmek üzere olan stuttgart, ikinci maçı leeds'in sahasında 4-1 kaybedecekti. doğal olarak deplasmanda attığı golün avantajıyla ikinci tura yani son onaltıya kalacak olan takımın alman şampiyonu olması gerekiyordu.

işte bu noktada devreye mustafa denizli'nin altı yabancı belasına benzer bir durum girdi. christoph daum'un sahaya sürdüğü kadroda -yedekler dahil- 4 yabancı vardı. halbuki o yıllarda izin verilen yabancı oyuncu sayısı sadece 3 idi. sonuçta stuttgart'ın 3-0 hükmen yenilgisine karar verildi. şimdi ise ortaya değişik bir durum çıkmıştı. tur stuttgart'tan çıkmış ama leeds united'a da gelememişti. iki maç sonundaki 3-3'lük eşitliği bozmak için barcelona'nın seçildiği bir tarafsız sahada 3. maç oynandı. bu maçı 2-1 ile alan leeds united bir sonraki turda rangers'a elenmek üzere turu atlayan taraf oluyordu.

christoph daum'un takımı stuttgart ise ilk şampiyonlar ligine katılma başarısını gösterememiş ve daum'un kariyeri boyunca en çok eleştiri aldığı konu olan avrupa başarısızlığı süreci de başlamıştı.

frank rijkaard'ı kadrosunda bulunduran ac milan ise o sezon ilk iki turda 12 gol kaydederek gruplara tek gol yemeden kalmış ve ardından gruptaki rakipleri ifk göteborg, porto ve psv'yi tüm maçlarda yenerek finale çıkmıştı. finale gelene değin yaptıkları 10 maçı da kazanan ve sadece psv deplasmanında 1 gol yerken 23 golü rakip filelere yollayan ac milan, favori olarak çıktığı finalde fransız şampiyonu marsilya'ya savunma oyuncusu basile boli'nin golüyle boyun eğerek evine kupasız dönecekti.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails